Bayramlar her din, itikat ve anlayışta paylaşmanın sembolüdür. Bu yüzden bayramsız insan topluluğu yoktur. Kimi kaynağını gökten, kimi yerden alır. Her toplum nesilden nesile aktarır bayramının sevincini, kutlama tarzı farklı olsa da. Bizim kültürümüzde ise dinî bayramlar aynı zamanda arınmanın, masumiyetin de sembolüdür. Düşünün bir kere, bir ay boyunca inancınızın size öğütlediği yasaklardan uzaklaşıyorsunuz, nefsinizi tezkiye ediyorsunuz ve nihayet her türlü masivadan beri olarak adeta masumiyete bürünmüş bir şekilde yeni bir güne yani bayrama giriyorsunuz. Bu yüzden bayram günleri, adeta zaman ve mekan tahdidi olmadan tasavvurumuzda tecelli eden cennetin yeryüzüne yansımasıdır, dersek abartılı olmaz.
Keşke şarkıda olduğu gibi ”her gün bayram olsa”, keşke deli ile veli müşterekliğindeki gibi “bize her gün bayram” olsa diyebilsek. Ama olmaz… Niye mi ?
Bütün hayatların aktığı ve nihaî durağı olan sonsuzluk yurdunu burada yaşamak mümkün mü? Nerde kaldı o zaman hayır-şer; iyi-kötü; savaş ve barış hesaplaşması?
Neden insan eskiye özlem duyar, niçin “ah eski bayramlar” diye iç çeker bilir misiniz? Hemen hepimizin zihnine eskiye ait tatlı şeyler, bugün yaşama imkanımız olmayan küçük küçük hatıralar ve bize sunulanlar gelir. Evet benim de dar bir çevrede, bugünkü imkanların asla tahayyül edilemediği, ama masumiyetin ve samimiyetin kendini belli ettiği, bugün ve yarın bir kere daha tadılması mümkün olmayan çocukça bir masumiyet ile bir ay boyunca beklediğim o günün hatırası elbette aklımdan çıkmıyor, “derin bir ah” çektiriyor.
Ama inanın mesele bu değil. Asıl insana geçmişini düşündükçe “ah ettiren” “yaşadıkları ve bir daha yaşayamayacakları” değil; bilakis geçmişine doğru gittikçe görebildiği masumiyetidir. Yani aslında bizler geçmişe özlem duyarken, daha az günaha, daha fazla masumiyete özlem duyuyoruz.
İnsanın kendi eliyle biriktirdiği yanlışları/günahları, zaafları ve nihayet bunları meşrulaştırmak için kollektifleştirmesi bizi masumiyetten uzaklaştırdı. Bu yüzden yaşadığımız bayramın tadını çıkarmak yerine, içimizde kalan son masumiyet kırıntısı ile eski bayramları özlemimizde yaşatır olduk.
Oysa hâlâ imkan var, hâlâ paylaşarak yeryüzünde cennetten bir gün yaşamak/yaşatmak mümkündür.
Bu duygularla masumiyetin sembolü nice bayramlara diyorum sevgili dostlar.
Elinize yüreğinize sağlık hocam çok anlamlı satırlar çocukluğumdaki bayramları hatırladım. Biz yaşatmaya çocuklarımıza örnek olmaya ćalışsakta o günler bir başkaydı 70 ler 80 ler.. bundan sonra nasıl olur bilinmez.. çok eksileceğı maneviyatın yitileceği ćok belli..yinede elimizden geleni yapıp çocuklara örnek olmaya bu anlamlı ve sayılı özel zamanları yaşatmaya çalışıyoruz. Geçmiş tadında nice bayramlar. .Hoşçakalın.