Yükleniyor
Tepe Görseli

Blog

Blog

Kategoriler

  • 100 Yıl Önceki İstanbul Kütüphanelerine Ne Oldu?

    17.08.2015
    Kitaplar artık cepte dolaşıyor. Eski cep kitapları hemen aklınıza gelmesin. Dijital kitaplardan (e-book) bahsediyorum. Koca bir kütüphane cepte taşınabilir hale geldi. Peki ama kütüphanelere ne oldu, eski önemlerini kaybettiler mi? gibi kocaman sorular aklımıza gelmez mi? Bu soruya geri döneceğiz ama zaman kazanmak ve düşünmek babında önce bir iki girizgâh lazım. Aslında mesele kütüphaneler değil, başlı başına kitap -bir bilgi kaynağı olarak değilse de- bir nesne olarak değerini kaybetti. Baksanıza, değil cahil-cühela kurumlar, üniversitelerin bile aklına gelen son; ya da ilk fırsatta gözden çıkarılan şey kitap oluyor. Bizim fakültedeki...
  • Öğretmen Atamaları ve Sistemin Düşündürdükleri

    15.08.2015
    Yeni dönem öğretmen atamaları Eylül'de yapılacak. MEB yetkilileri, bu dönem en çok ihtiyaç duyulan alanları açıkladı ama bazı belirsizlikler var. Tarih öğretmeni adayları da haklı olarak bekleyiş içine girdi ve sosyal medyada seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Kuşkusuz bir bölümü de öğrencim olan bu adaylar yaptıkları çağrılarda benim de onları desteklememi istiyorlar. Destekliyorum. Elbette destekliyorum. Eğitimini tamamlamış üniversite mezunları bütün gençlerimizin en kısa zamanda üretime geçmelerini desteklememek mümkün mü? Gençler üretime geçmek istiyorsa bize desteklemek düşer ancak bu desteğin, bugün olmasa bile gelecekte...
  • Kahverengi Tabelalar: Zeus Sunağı, Şeytan Sofrası ve Behramkale

    04.08.2015
    Karayollarında sık sık karşımıza çıkan kahverengi levhalara karşı bir tutkum hatta saplantım var desem yeridir. İçten gelen bir arzu veya bir meslek hastalığı da denilebilir. Ama benim gibi daha niceleri var biliyorum. Biraz da insanın meçhulü merak etme dürtüsü herhalde, sürükler bu levhalar insanı bilinmez yerlere. Bazen bir dağın tepesine, bazen bir suyun başına, bir yatıra, bir katıra vs. Çok memnun olanlar gördük nihai menzilde, çok da asık suratlar. Kimi beklentisini bulmuş levhanın peşinde, kimi de umudunu yitirmiş. Bir de kaybolanlar var. Ülkemizde bunlardan çokça var maşallah. Aynı istikamette gitsem bile her seferinde acaba diyerek...
  • Firavun’un Hamamlarına Yolculuk

    04.08.2015
    Daha önceki bir yazımda Sina yarımadasına yaptığım geziyi anlatmıştım ama bu kısım “i’rabta mahalli yoktur” kabilinden derc edilmemişti. 80li yılların sonlarıydı. Mısır’da bugünden farklı bir hayat yoktu esasında. Herkes yaşamanın bir yolunu bulmuş, Mübarek de her türlü duadan (!) nasibini alıyordu. Ülkede pek çok guruplar ve fikirler kendi mahallelerinde mevcuttu ama bugünkü gibi çok belirgin bir ayrışma; hele hele Mübarek’in arada bir Ezher ulemasını toplayıp “mutatarrıf” (aşırı) guruplara karşı uyarması dışında görünen bir baskı yoktu. Tabii bazı dostlarımızın kazaen de olsa arada bir uğramak zorunda kaldıkları...
  • Tur-i Sina’da Ramazan Bayramını Yaşamak

    18.07.2015
    Bayram münasebeti ile pek çok eş dost akraba ve meslektaştan tebrik geldi. Kimi telefon ile, kimi diğer sosyal medya araçlarından kimi de e-postadan. Şikayetim yok, çağın gereği ama insan telefonsuz, e-postasız vs. zamanları özlemiyor değil. Çok değil, çeyrek asır önce, eş-dost akraba görmek bir heyecan yaratıyordu. Her şey ru be ru (gençler için: yüz yüze) görüşme üzerine bina edilmişti. Şimdiki gibi tebrikler, pijama, terlik ile değil, o gün için hazırlanmış kıyafetler ile kabul edilirdi. Şikayet değil benimkisi, hatırlatma. Zira sürekli “eskilerin daha iyi olduğunu” iddia edenlerden değilim. Ancak geçmişte değişim daha yavaş...
  • Kitaplar Sarı Zarfa Dönüşürken: Başıma Yıkılan Bir Kütüphanenin Hikayesi

    12.07.2015
    Dünya kurulalı beri tarih nelere şahit oldu. Kim bilir diye sormayacağım. Zira cevabı basit. Sen, ben, biz, siz, onlar bilmezse de “kitap” bilir. O her şeyi kayıt altına alır ve zamanı gelince hepimize hatırlatır. Belki de bundan dolayıdır insanoğlundaki kitap düşmanlığı. Nice kitaplar, kütüphaneler bundan dolayı telef edildi belki de. İskenderiye kütüphanesinin akıbeti hala meçhul. Moğollar çıktıkları coğrafyadan Bağdat’a gelinceye kadar “cengaver” diye anılırken, Bağdat’ta canavarlaşmaları asırların birikimi kitapları Dicle’ye döküp suyun rengini değiştirmelerinden değil miydi? Daha nice örnekler var tarihimizde. Nice...
  • Harika Çocuklara Kariyer Planlaması, Kötülere Liyakat

    07.07.2015
    Bugünler gençlerin en yoğun günleri. Kimi bin bir meşakkatle girdiği sonra da bin bir pişmanlıklar/mutluluklar yaşadığı üniversitelerinden mezun oluyor. Kimisi de hayal kurduğu üniversiteye girmek için gün sayıyor. Bazıları tatil hesabı yaparken pek çoğu da geçim derdine çoktan düşmüş durumda. Hani biz büyükler onlar için “geleceğimiz” diyoruz ya, evde-barkta, okulda-meydanda ve hatta uygun/uygunsuz her yerde. Ama doğrusu gençler bunu ne kadar samimi buluyor bilmiyoruz. Hele onları hayata nasıl hazırlıyoruz? Hangi planlamaları yapıyoruz ve hangi değerleri veriyoruz? Doğrusu bu konuda rivayetler muhtelif. Evrak-ı resmiyeye bakarsanız her...
  • Gazeteci Lisanı: II. Abdülhamid-Said Paşa, Abdullah Gül-Ahmet Sever

    27.06.2015
    Türk devlet adamları geleneğinde anı yazmak yaygın değildir. Ancak bu güne kadar yayımlanan ve var olduğu iddia edilip yayımlanmayanlara bakılırsa bizde de bir hayli devlet adamı anısı vardır. Ancak Osmanlı’dan günümüze bir göz attığımızda bu kültürümüzün Avrupalılara göre oldukça sınırlı olduğu gözlemlenebilir. Tarihi bir kaynak olarak tartışmalı olsa da anılar çoğu kere resmi belgelerin soğuk yüzünü gülümsetir, onların bıraktığı boşlukları doldurur. Bu yüzden özellikle yakın tarih yazımında vazgeçilmezdirler. Ama hemen tamamı sahibinin sesi olarak tarih önünde bir savunma olduğu için de sorunludurlar. Yani dikkatle...
  • Lisansüstü Adaylarına Kısa Tavsiyeler

    23.06.2015
    Üniversitelerde sezon tamamlanmak üzere. Art arda mezuniyetler yapılıyor. Mezuniyet sevincini yaşayamamış olan ve hatta eski mezunlar telaşta. Zira lisansüstü program ön kayıtları başladı, bitmek üzere. Bilimsel değerlendirme ve mülakat kapıda. Eh bizim de birkaç sözümüz var dinleyecek olanlara. Öncelikle Türkiye’nin Yükseköğretim hedefleri içinde lisansüstü programlar ne kadar yer alıyor buna bakalım. YÖK eski başkanı sayın G. Çetinsaya'nın yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye’nin yükseköğretimde 2023 hedeflerine varması için her yıl 14 bin lisansüstü mezun vermesi gerekiyor. Oysa şimdiki durum bunun sadece yaklaşık üçte...
  • Yüzüncü Yıl Manzaraları ve Sahte Kahramanlar

    20.06.2015
    Malum 2014 yılı dünyayı alt üst eden ve bugünkü siyasi ve hatta sosyal şartların oluşmasına zemin hazırlayan Birinci Dünya Savaşı’nın yüzüncü yıl dönümü idi. Bütün dünyada bu savaşa taraf olanlar ve olmayanlar arasında ciddi hareketlenmeler oldu. Bilimsel toplantılar, anmalar yapıldı; yayınlar, ve günümüzün vazgeçilmez iletişim aracı olan internet siteleri (Örnek 1, 2, 3) hazırlandı. Savaşa asıl konu olan ve savaşın nesnesi durumunda bulunan ülkemizde de bazı üniversiteler ve kurumlar benzeri faaliyetlerde bulundular. Ama bekleneni vermediği muhakkak. Yeni bir fikir ve yeni bir yaklaşım yerine malum savaş suçlularının (!) yeniden...