-
Fen-Edebiyat Fakülteleri öğrenci ve mezunlarında büyük telaş var bugünlerde; pedagojik formasyon alma telaşı. Öğretmen olmak isteyenlerin mutlaka pedagojik formasyona ihtiyacı olduğunu kabul ediyorum. Burada tartışacağım husus bu değildir. Bunun yıllardır kangren haline dönüştürülmüş aldatıcı uygulamasından söz edeceğim. Lafı uzatıp 1990lı yıllardan itibaren halden hale dönüşmüş bütün uygulamaları anlatmayacağım. Benim gibi sorunun içinde yoğrulmuş olanlar, öğrencilerinin derdini çekenler ve bu kursu/dersleri aldığı halde öğretmen olamayanlar veya olmuşsa bile işine yaramayanlar bu uzun hikayeyi bilirler.
Hemen her yıl bu...
-
Eskiden şehir hayatında hafta sonları (antik çağlardan bahsetmiyorum, on-on beş yıl öncesinden söz ediyorum) ailenin birlikte geç kahvaltı yaptığı ve bir önceki haftanın değerlendirilip, bir sonraki hafta için için planların yapıldığı zaman dilimi idi. Şimdi işler değişti. Özellikle çocukların ve gençlerin hayatına okul dışı sınavlar sokulduktan sonra bu gelenek bitti. Neredeyse yıl boyu her hafta sonunda bir sınav var. TEOG, YGS ve bilmem ne.
İşte bugün de gençlerin üzerine Gulyabani, Karakoncolos, İtbarak veya Hitrik gibi çöken ALES sınavı varmış. Onlar sınavda iken biz de biraz buna takılalım dedik.
Neymiş ALES sınavı?...
-
Üniversitelerin 2015-16 eğitim-öğretim yılının henüz başındayız ve gerçekten moral yükseltici haberler ile döneme başladık. Zamanlaması ilginç iki haber dikkatleri bir kere daha eğitime ve bilime çekti. Birincisi kuşkusuz “Ben Türküm, o kadar” diyerek kendisini ucuz tartışmalara malzeme etmeyen (Mardinli) bilim insanı Aziz Sancar’ın (twitter hesabımda “Sencer” yazmıştım özür dilerim) Nobel Kimya ödülüne layık görülmesi. İkinci haber ise Japonya’da Waseda Üniversitesi’nin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına verdiği Fahri doktora.
İlk öğreniminden üniversite öğrenimine kadar bütün eğitimini Türkiye’de tamamlamış ve...
-
Yeni dönem öğretmen atamaları Eylül'de yapılacak. MEB yetkilileri, bu dönem en çok ihtiyaç duyulan alanları açıkladı ama bazı belirsizlikler var. Tarih öğretmeni adayları da haklı olarak bekleyiş içine girdi ve sosyal medyada seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Kuşkusuz bir bölümü de öğrencim olan bu adaylar yaptıkları çağrılarda benim de onları desteklememi istiyorlar.
Destekliyorum. Elbette destekliyorum. Eğitimini tamamlamış üniversite mezunları bütün gençlerimizin en kısa zamanda üretime geçmelerini desteklememek mümkün mü?
Gençler üretime geçmek istiyorsa bize desteklemek düşer ancak bu desteğin, bugün olmasa bile gelecekte...
-
Dünya kurulalı beri tarih nelere şahit oldu. Kim bilir diye sormayacağım. Zira cevabı basit. Sen, ben, biz, siz, onlar bilmezse de “kitap” bilir. O her şeyi kayıt altına alır ve zamanı gelince hepimize hatırlatır. Belki de bundan dolayıdır insanoğlundaki kitap düşmanlığı.
Nice kitaplar, kütüphaneler bundan dolayı telef edildi belki de. İskenderiye kütüphanesinin akıbeti hala meçhul. Moğollar çıktıkları coğrafyadan Bağdat’a gelinceye kadar “cengaver” diye anılırken, Bağdat’ta canavarlaşmaları asırların birikimi kitapları Dicle’ye döküp suyun rengini değiştirmelerinden değil miydi? Daha nice örnekler var tarihimizde. Nice...
-
Bugünler gençlerin en yoğun günleri. Kimi bin bir meşakkatle girdiği sonra da bin bir pişmanlıklar/mutluluklar yaşadığı üniversitelerinden mezun oluyor. Kimisi de hayal kurduğu üniversiteye girmek için gün sayıyor. Bazıları tatil hesabı yaparken pek çoğu da geçim derdine çoktan düşmüş durumda. Hani biz büyükler onlar için “geleceğimiz” diyoruz ya, evde-barkta, okulda-meydanda ve hatta uygun/uygunsuz her yerde. Ama doğrusu gençler bunu ne kadar samimi buluyor bilmiyoruz.
Hele onları hayata nasıl hazırlıyoruz? Hangi planlamaları yapıyoruz ve hangi değerleri veriyoruz? Doğrusu bu konuda rivayetler muhtelif. Evrak-ı resmiyeye bakarsanız her...
-
Malum 2014 yılı dünyayı alt üst eden ve bugünkü siyasi ve hatta sosyal şartların oluşmasına zemin hazırlayan Birinci Dünya Savaşı’nın yüzüncü yıl dönümü idi. Bütün dünyada bu savaşa taraf olanlar ve olmayanlar arasında ciddi hareketlenmeler oldu. Bilimsel toplantılar, anmalar yapıldı; yayınlar, ve günümüzün vazgeçilmez iletişim aracı olan internet siteleri (Örnek 1, 2, 3) hazırlandı. Savaşa asıl konu olan ve savaşın nesnesi durumunda bulunan ülkemizde de bazı üniversiteler ve kurumlar benzeri faaliyetlerde bulundular. Ama bekleneni vermediği muhakkak. Yeni bir fikir ve yeni bir yaklaşım yerine malum savaş suçlularının (!) yeniden...
-
“Arşiv bir milletin hafızasıdır” sözü yaygın bir şekilde kullanılır. Her kim söylemiş ise güzel söylemiş. İnkârı mümkün değil. Devletlerin günlük işleyişinin takibinde olduğu kadar, milletlerin tarihinin yazılmasında da birinci derecede önemi haizdir arşivler.
Söz konusu tarih araştırmaları olunca da “arşiv, araştırılan konunun olmazsa olmaz materyali, konunun iskeleti, eti-kemiği, beyni ve hafızası” olur. Neyse ki zengin tarihimiz kadar zengin de arşivlerimiz var.
Malum Osmanlı dönemi evrakı ile kısmen bazı Cumhuriyet kurumlarının evrakı Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nün İstanbul ve Ankara’daki binalarında...